Esnaf
ve sanatkar dünyasının marka ismi: TESKOMB
TESKOMB
marka ödülü aldı
Esnaf
ve sanatkarın sesi TESKOMB’a, Türk Patent Enstitüsü tarafından
marka ödülü verildi. Başarılı ve özverili çalışmaları ile
TESKOMB adını bir marka haline getiren TESKOMB Genel Başkanı A.
Kadir Akgül, ödülü Başbakan Erdoğan’ın elinden aldı.
Türk
Patent Enstitüsü (TPE) tarafından patent, marka ve tasarım alanlarında
verilen 'Türk Patent Ödülleri' sahiplerini buldu. ‘Sinai Mülkiyette
135. Yıl’ etkinlikleri çerçevesinde marka, patent ve tasarım alanında
Türkiye'nin en iyilerine ödül
verildi. Türk Patent Enstitüsü Konferans Salonunda yapılan törende,
ödül sahipleri ödüllerini Başbakan Erdoğan’ın elinden aldı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ve Dış
Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in
de katıldığı gecede siyaset, ekonomi ve bilim dünyasından çok sayıda
isim de yer aldı.
Törende
Türkiye’nin en güçlü sivil toplum kuruluşları arasında yer alan
TESKOMB’a marka ödülleri dalında ödül verildi. TESKOMB Genel Başkanı
A. Kadir Akgül ödülü başbakan Erdoğan’ın elinden aldı.

Resmi Büyük Görmek için Üzerine Tıklayınız
Erdoğan:
“Üreten beyinler çağımızın altın madenleridir”
Törende
bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni başarıların
ortaya çıkması için teşvike ihtiyaç olduğunun altını çizerek, “Yaşadığımız
çağda teknolojide yaşanan hızlı değişimler yeniliklerin ödüllendirilmesini
daha da önemli hale getirmiştir” dedi.
Türkiye’nin
gelecek için en önemli iddialarından birinin üretim ve kalite
konusunda olduğunu söyleyen ve “Üreten beyinler çağımızın
adeta altın madenleridir bütün mesele bu madenleri ortaya çıkararak
işlemek, ekonomik bir değere dönüştürmektir”diyen Erdoğan sözlerine
şöyle devam etti. “Bu akşam burada altın kıymetinde
beyinler görüyorum. Her biri bacasız, dumansız çalışan birer
fabrika gibi kendi alanlarında ürettikleri katma değerle Türkiye’yi
zenginleştirmiştir. Küreselleşen
dünyada sınai mülkiyet hakları uluslararası ilişkilerin de temel
unsurlarından biri haline gelmiştir. Bu alanda başta AB ülkeleri ile
olmak üzere uluslararası işbirliği üzerinde de hassasiyetle
duruyoruz. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında ülkeler ürettiği
bilgi ve geliştirdiği teknoloji ölçüsünde dünyada söz sahibi
olabilmektedir. Bunun yolu da araştırma geliştirmeden geçiyor.”
Bilimi
ve teknolojiyi güçlendirmeden Türkiye’nin aydınlık yarınlara taşınamayacağının
altını çizen Erdoğan “ Sadece başkalarının ürettiği bilgiyle,
geliştirdiği bilim ve teknoloji ile güçlü bir ülke müreffeh bir
bilgi toplumu olamayız. Olsa olsa bilgi tüketicisi bir toplum halinde
geleceğe yürürüz. Onun için biz iş başına gelirken dedik
ki, kendi araştırmacımıza yeterince kaynak ayırmalıyız. Yoksa başkalarına
bağlı kalmaya mahkûm oluruz. Bu nedenle hükümet olarak AR-GE çalışmalarını
destekledik ve desteklemeye devam ediyoruz”dedi.
“Sanayici
ve iş adamlarımız kendi markaları ile dünyanın dört bir yanında
tanınıyor”
Hükümet
olarak araştırma programına Cumhuriyet tarihinin en büyük kaynağını
ayırdıklarını söyleyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Biz gelene kadar böyle bir anlayış zaten temayül etmemişti.
Adeta yoktu. 2005 yılı fiyatlarıyla 2002 yılında araştırma alanına
ayrılan toplam kamusal destek sadece 277 milyon YTL’dir. Son 4 yılda
ise araştırma projelerine ayırdığımız kaynak 2006 yılı
itibariyle 1 milyar 281 milyon YTL’ye ulaştı. Biz hükümet olarak
patent, marka, tasarım gibi sinai mülkiyet haklarına da özel önem
veriyoruz. Artık bu alanda ülkemizde bu potansiyeli harekete geçirmiş
bulunuyoruz.
Bu
yıl 70 bin marka başvurusuyla Avrupa’da ilk üç ülke arasında yer
almamız bekleniyor. Sanayici ve iş adamlarımız başkaları için
fason çalışmak yerine kendi markaları ile dünyanın dört bir yanında
tanınıyor. Patent başvurularında yıllık yüzde 50 oranında artışlar
görüyoruz. Artık öz güvenimizi kazanmış durumdayız. Bunun için
hukuki ve idari altyapıyı büyük ölçüde tamamladık. Böylece Türk
Patent Enstitüsü kısa zamanda dünyada sınai mülkiyet alanında öne
çıkan ve model olarak gösterilen bir kurum haline geldi. 2005 yılında
patent araştırma ve incelemesi ülkemizde ilk defa Türk Patent Enstitüsü
bünyesinde yapılmaya başlandı. Bu sayede başvuru sahipleri hem daha
ucuz hem de daha hızlı hizmet alabiliyor. Sınai mülkiyet alanında
tanıtım ve bilinçlendirme çalışmalarına da ağırlık veriyoruz.
Son 4 yıldır artık daha önce gündeme gelmeyen marka ve patent gibi
sınai mülkiyet hakları şimdi sürekli konuşuluyor. Bunlar küresel
rekabet açısından son derece önemli.”
“Üreten
beyinleri baştacı etmeye devam edeceğiz”
Sanayimizin
araştırmaya yeniliğe kaliteye rekabete yönelmesi gerektiğinin altını
önemli çizen Başbakan Erdoğan, “21. yüzyılda varolabilmenin öncü
olabilmeni yolu buradan geçiyor. Ulusal yenilik stratejimizin en önemli
ayaklarından biri de budur. Bu aşamada sanayimizin özellikle KOBİ’lerimizin
yenilik üretebilme kabiliyetini artırması gerekiyor” dedi. Erdoğan
sözlerini şöyle tamamladı: “Dünya ile rekabet edebilen bir Türkiye
için sınai mülkiyet alanında yapılan çalışmalara devam edeceğiz.
İmken ve kaynaklarımızı en iyi, en verimli şekilde kullanarak siz
değerli marka, patent ve tasarım sahipleri ile birlikte ülkemizi çok
daha ileri bir noktaya taşımakta karalıyız. Üreten beyinleri baştacı
etmeye devam edeceğiz. İstiyoruz ki altın gibi beyinlerimiz daha çok
ışıldasın, daha verimli üretsin. Türkiye’yi ileri dünya
memleketleri arasına yükseltecek bir şey varsa o da budur.”
Coşkun:
“Sınai mülkiyet alanında büyük adımlar attık”
Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ise Türkiye’nin sınai mülkiyet alanında
geçmişten gelen sorunları hızla çözdüğünü ve Avrupa Birliği
normlarına uyum sağlama yolunda büyük adımlar attığını söyledi.
Coşkun, “Bütün bu çabaların tek amacı Türkiye’de sanayicinin,
yatırımcının ve üreticinin önünü açmak, teknik gelişmeyi teşvik
etmek, üretken ve dinamik bir yapı oluşturmaktır. Nitekim bu çabalar
meyvelerini vermeye başlamıştır. Bugün Türkiye sınai haklar
konusunda dünyanın önde gelen isimleri arasında yer almaktadır”
dedi.
Konuşmasında
sınai ve mülkiyet haklarını geliştirilmesinin ve yaygınlaştırılmasının
önemine dikkat çeken Bakan Coşkun, patent başvurularında son yıllarda
yüzde 50’nin üstünde artışlar yaşandığını kaydetti. Coşkun
sözlerini şöyle tamamladı: “Sınai mülkiyet haklarının 135. yılının
kutlandığı bu yıl ülkemizde sınai mülkiyet bilincinin daha da
yaygınlaşması ve güçlendirilmesi, başvuru sayılarının artırılması
çalışmalara başarıyla sürdürülmektedir. Marka ve tasarım başvurularında
Türkiye artık Avrupa’da ilk 3 sırayı almış bulunmaktadır. Sonuç
olarak sanayimiz ve ekonomimiz için son derece önemli bulduğumuz
yenilikçi buluşların özgün marka ve tasarımların katmadeğer oluşturduğunu
görmek son derece sevindiricidir.”

Resmi Büyük Görmek için Üzerine Tıklayınız
|